Ege’nin kuzeyinde, Çanakkale İl sınırları içerisinde yer alan Bozcaada Türkiye’nin en büyük üçüncü adası olmakla birlikte sahip olduğu eşsiz denizi, huzur veren manzarası, Rum ve Türk mahallesi olarak ikiye ayrılan nostaljik yapıları ve mitolojik tarihiyle oldukça ilgi çeken en nadir diyarlardan biridir.
Antik çağda Leukophrys, Yunan Mitolojisinde Tenedos adıyla anılan Bozcaada, stratejik konumundan dolayı çağlar boyunca birçok kez istilaya uğramış ve el değiştirmiş. Adadaki nekrapol sahasında yapılan kazılardan anlaşıldığı üzere adanın tarihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanıyor. Adanın ilk sakinleri Akaların bir kolu olduğu ve M.Ö. 2000 yıllarında yerleştikleri tahmin edilen Pelasg'lardır. Daha sonra sırasıyla Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlılar, Persler, Büyük İskender, Bizanslar, Cenevizler, Venedikler ve Osmanlılar adaya hakim olmuş.
Bozcaada ilk defa 1455 yılında Fatih Sultan Mehmet devrinde Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştır. Değişik isimlerden sonra “boz renkli” anlamını taşıyan Bozcaada adını almıştır.
Denizlerin Efendisi” Poseidon’un çocuklarından biri, Kyknos adında bir kralmış. Beyçayırı’nın kuzeyinde, Lapseki bölgesindeki Miletos kolonisi, Kolonai kentine hükmedermiş. Onun da Tenes adında bir oğlu varmış. Tenes’in annesi ölünce, babası yeniden evlenmiş. Fakat üvey anne, Tenes’e bir iftira atmış. Üstelik kendisine yalancı tanık olarak bir de “kavalcı” bulmuş.
Kral Kyknos bu iftiraya kanmış ve oğlunu bir sandığa koyarak denize attırmış. Sandık yüzerek gitmiş, Boğaz’dan geçerek Leukophrys Adası’nın sahiline vurmuş. Tenes burada sandıktan çıkmış, adaya yerleşmiş ve ünlü coğrafyacı Strabon’a göre bazılarının Kalydna dediği (Lekton denilen ve Edremit Körfezi’nin kuzey ucunu oluşturan Bababurun’un kuzeybatısındaki iki küçük adaya Kalydnai denilirmiş) Leukophrys Adası’nın ismini, “Tenes’in Adası” anlamına gelen Tenedos olarak değiştirmiş.
Baba Kyknos’a gelince, bir süre sonra anlamış oğlunun iftiraya uğradığını. Oysa Tenes, babasının gemisini sahile bağlayan ipleri keserek gemiyi açığa attırmış. Bununla da kalmamış; iftiraya bir de “kavalcı” ortak olduğundan, adasına bundan sonra kavalcıların gelmesinide yasaklamış...
Bağcılık ve Şarapçılık, 3000 yıllık birikimiyle adanın geçmişten günümüze ulaşan mirası. M.Ö 5.yy’da basılan Tenedos sikkelerinin üzerinde yer alan üzüm salkımları, Homeros’un İlyada’sından Evliya Çelebi’nin seyahatnamesine kadar birçok eski yazılı kaynak, bağcılığın bu adada ne kadar köklü olduğunu kanıtlıyor.
Adanın büyük kısmı bağlarla kaplıdır. Gocay’lar 30 sene önce bağcılığa başlamıştır ve habbele ile ova mevkilerinde 1015 dönümlük bir alana sahiptir. Ayrıca ada merkezinde satış mağazaları bulunmaktadır.
Bozcaada'nın Çavuş üzümü Türkiye'nin en iyi üzümüdür.
Ege Denizi’nin Çanakkale Boğazı çıkışında yer alması tarihi önemi dışında iklimini de bire bir etkilemektedir. Akdeniz ve Trakya iklimlerinin yanında Boğazdan gelen kuzey rüzgârlarına açık olması adaya farklı bir klima etkisi yaratmaktadır. Adaya özgü bu iklim koşulları üzümün karakterini daha farklı ve kişisel kılar. Bozcaada’da yetiştirilen geleneksel üzüm cinsleri beyaz Vasilaki ve Çavuş, siyah Kuntra (Karasakız) ve Karalahnadır.
Son yıllarda Cabernet Sauvignon, Merlot, Syrah gibi uluslararası üzüm çeşitleri de Gocay bağlarında yerlerini almaktadır. Ada’nın belli başlı bağ alanları, kuzey sahillerinde bulunan Çayır bölgesi, batı ve kuzey sahillerine ulaşan Ova bölgesi, Habbele vadisidir. Geleneksel bağcılığın dışında, yeni ekilen bağlar telli ve yüksek sistem olarak oluşturuluyor. Bağlarda sulama yapılmıyor ve organik bağcılığa çok yakın bir düzeyde koruma uygulanıyor. Bunun yanında adanın organik bağcılığa geçişi ile ilgili yeni bir proje Tarım Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Tüm dünyada terroir kavramının ve şarap üzerindeki etkilerinin fazlasıyla önemsendiği bu dönemde, adanın geçmişi, bağ bakım teknikleri, kliması ve tüm coğrafi özellikleri ile üzümlerin kendine özgü bir yapıya sahip olması büyük bir avantajdır.
Bozcaada’da bağbozumu beyaz üzümler ile 15 Ağustos’ta başlıyor ve Ekim ortalarına kadar devam ediyor.
Bozcaada, Ege Denizi’nin önemli dalış noktalarından birisidir. Temiz denizi nedeniyle görüş mesafesi 50-60 metre kadardır. Sularının soğuk olmasından dolayı dalış esnasında sorun yaşamamak için sıcak yaz aylarında dahi dalışı 7mm elbiseyle yapmanız tavsiye edilir. Adada çeşitli dalış merkezleri mevcuttur.